Artan hayat pahalılığı, doğalgaz, elektrik faturalarına yapılan yüksek zamlar, başta ekmek olmak üzere gıda ürünlerinin fiyatlarındaki artışlar yüzünden vatandaşların geçim sıkıntısı her geçen gün artıyor. Toplumun en mağdur kesimi durumuna sokulan emekliler seslerini duyurmak için Bursa Kent meydanında toplandılar. Türkiye Emekliler Derneği Uludağ Şubesi Yönetim ve üyelerinden oluşan kalabalık pankartlarla sıkıntılarını dile getirdiler.
Bursa Kent Meydanı’nda açıklama yapan Türkiye Emekliler Derneği Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars: “Buradan emeklilerin sesini duyurmak adına toplandık. Artık sesimizin duyulmasını ve sorunlarımızın çözümüne yönelik adımlar atılmasını istiyoruz” diye konuştu.
TÜED Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars’ın açıklaması şu şekilde:
Emeklilik eskiden hayaldi, şimdi kabus oldu…
“Eskiden herkes bir gün emekli olabilmenin hayalini kurarken, artık emekli olunca nasıl geçim sağlayacağım diye kabus görür hale geldi. Bin 500 Lira olan en düşük emekli aylığı bundan sonra 2.500 Lira ödenecek, ancak; belirlenen bu rakam, emeklinin asgari düzeyde yaşamasına bile yetmeyecek miktardadır. Zorunlu tüketim kalemlerine gelen yüksek zamlar karşısında emekliler dünü arar, yarına kaygıyla bakar hale gelmiştir. Emekliler artık elektrik faturasını, aydınlatma, su, ısınma giderlerini, ulaşım, haberleşme, sağlık harcamalarını karşılayamaz haldedir. Emekliler de bu ülkenin öz evlatlarıdır. Bizler bu vatana uzun yıllar hizmet etmiş, yıllarca sosyal güvenlik kurumuna pirim ödemiş ve emeklilik hakkını elde etmiş insanlarız. Emeklilik bir lütuf değil, bizim yıllarca döktüğümüz alın terimizin karşılığıdır.
Devletimizin emeklisine verdiği değer maalesef ortadadır
Ülkemizin içinde bulunduğu zor koşulların farkındayız ancak; devletimizin emeklisine verdiği değer maalesef ortadadır. Emeklilerin de çalışmak zorunda kalmadan, çocuklarına, torunlarına, konu komşusuna muhtaç olmadan, sıcak evinde karnı tok, insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamını idame ettirecek bir gelire sahip olması hakkıdır. Ülkemizin de taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 25’inci maddesinde; “Herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli yaşama standartlarına hakkı vardır; bu hak, beslenme, giyim, konut, tıbbi bakım ile gerekli toplumsal hizmetleri ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ya da kendi denetiminin dışındaki koşullardan kaynaklanan başka geçimini sağlayamama durumlarında güvenlik hakkını da kapsar” denilmektedir. Kaldı ki; yaşlılara pozitif ayrımcılık yapılması hususu Anayasamızda da güvence altına alınmıştır. Yani sosyal güvencesi olmasa bile yaşlılarımızın insan onuruna yaraşır bir gelire sahip olması sosyal devlet olmanın bir gereğidir.
Emeklilerimizin alım gücünün her geçen gün azaldığı bir dönemde sağlık harcamaları gibi çalışanlardan daha fazla gider kalemi olan yaşlı kesime en az maaş artışı yapılması; emekli kesime “sen artık yaşama” demekten başka bir şey değildir.
Hepimiz TÜİK Mağduruyuz
TÜİK Başkanının “enflasyon hesabında 84 Milyona karşı sorumluyum. Yanlış hesaplamada 84 Milyonun hakkını yemiş olurum” ifadelerini esefle karşılıyor, hayretler içerisinde izliyoruz. Emekli aylıkları TÜİK’in belirlediği enflasyon oranında arttırılmaktadır. Eğer TÜİK Enflasyon oranını doğru şekilde hesaplıyorsa; emekli kesimin alım gücü neden her geçen gün azalmaktadır. TÜİK’in enflasyon hesaplamalarından toplum kesimlerinin tamamı şikâyetçidir. TÜİK’in hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Hepimiz TÜİK Mağduruyuz.
Torunlarımıza bir simit parası bile veremiyoruz
Emekliler marketlerin önünden bile geçemez hale gelmiştir. Yaptıkları alışverişin bir kısmını kasada geri bırakmak zorunda kalmaktadırlar.
Torunlarımıza bir simit parası bile veremiyoruz, eskiden bayramlarda tüm aileyi bir arada toplamanın sevincini yaşarken şimdilerde harçlık veremediğimiz torunlarımızdan utanarak bayramlarımızı geçiriyoruz.
Hükümet yetkililerinin en kötüyü atlattık, daha iyi günler göreceğiz beyanlarına artık inanmıyoruz. Dayanacak gücümüz kalmadı. Bizler artık zorunlu ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz. Bizim enflasyonumuz belli. Sadece hayatımızın son kısmında insanca yaşamak istiyoruz hepsi bu.
Bırakınız kendi gözünüzdeki ışığı, emeklinin gözünün içine bakın
Halk ekmek kuyruğunda sıra bekleyen, fırından bayat ekmek var mı diye soran yaşlılarımıza “varlık kuyruğunda bekliyorlar, fotoğraf çektirmek için sıra bekliyorlar” diyen siyasetçilere sesleniyoruz. Alın 2 Bin 500 Lira emekli maaşını birazda siz varlık içinde yaşayın diyoruz. Bırakınız kendi gözünüzdeki ışığı, emeklinin gözünün içine bakın diyoruz.
Defalarca ilettiğimiz emeklilerimizin sorunlarını bir kez de buradan haykırıyoruz. Buradan tüm siyasilere sesleniyoruz. Emekliler marketten mutlu çıkamadığı sürece hiçbir siyasetçinin sandıktan mutlu ayrılması mümkün değildir. Bizler bugün buradan haykırdığımız sorunlarımızı sandığa giderken kendi kendimize söylenerek gideceğiz…”
“En düşük emekli aylığının asgari ücretten az olmamasını istiyoruz…
İntibak istiyoruz…
Seyyanen zam istiyoruz…
Ek ödeme oranlarının yükseltilmesini istiyoruz…
Katkı paylarının kaldırılmasını istiyoruz…
Bayram ikramiyelerinin yeniden düzenlenmesini istiyoruz…
Emekli enflasyon sepetinin yapılmasını istiyoruz…
Aile yardımı yapılmasını istiyoruz…
Emekliye konut alım ve kira desteği sağlanmasını istiyoruz…”